1 Aralık 2007 Cumartesi

"Küçüğüm, daha çok küçüğüm..."

"Büyüyünce ne olacaksın" dedi, "bilmiyorum" dedim. Şu an n'apıyorum? Okuyorum. Nerede, üniversitede. Ama...
Üniversite meslek öğretir, iki üç yıl sonra mezun olduğumda meslek sahibi olmam beklenir benden. Oysa ben "küçüğüm daha çok küçüğüm..."
O kadar uzak geliyor ki bir meslek sahibi olmak, insan hiç büyümeyecek sanıyor kendini. Hiç bitmeyecek çocukluk gibi geliyor. Oysa, yirmi yıl geçmiş.
Hatırlıyorum, daha dün çift rakamlı yaşlara geldim diye seviniyordum, o zaman da küçüktüm, şimdi de küçüğüm, "bu yüzden bütün hatalarım, övünmem bu yüzden, bu yüzden kendimi özel önemli zannetmem."
Çift rakamlı yaşlara geldiğimde yaşadığım mutluluk şimdi hüzün veriyor, çift rakamların ikinci serisine giriyorum.
Üç yıl önce, belki de dört, o zaman daha mı farklıydım? Ben o zaman meslek sahibi olmak istemezdim, "benim yapabileceğim meslek yok yazarlıktan başka" derdim. Şimdi yazarlığımdan da emin değilim, ama o zamanlarda çok farklı bir şey vardı, daha kayıplar yoktu. Öğrenmemiştim, şimdi ise "ayrılık ölümden çok."
Yapmak istediğim şeyi hala biliyorum ve eminim, ben yazar olmak istiyorum, bir köşe yazarı. Çok cocuksu ama şarkıcı olmak istiyorum, sesim güzel olsaydı bunun üstüne giderdim, bir gün büyük bir konser alanında çıkıp herkes tarafından alkışlanmak istiyorum.
"Küçüğüm daha çok küçüğüm..." bu yüzden meslek sahibi olmadan önce ülkemi ve dünyayı gezmek istiyorum, mavi turlara çıkmak, dev gemilerle seyahat etmek, mısır piramitlerini, pisa kulesini, empire state building'i görmek istiyorum, "savunmam bu yüzden, bu yüzden bir küçük iz bırakmak için didinmem."
Büyüdük mü sahi biz?
Büyüdük galiba, eskiden yüz aşinalığı olan isimlerin ilişkilerine bakıyorum teknoloji sayesinde, o kadar kopmuşlar birbirlerinden, eski arkadaşlarından, sanki hiç tanışmıyor gibiler.
Oysa ben? Oysa biz?
Biz hiç kopmadık ki. Hala beraber tatil planları yapabiliyoruz, beraber bir şeyler paylaşabiliyoruz, o kadar değerliyiz hala birbirimiz için.
"Küçüğüm daha çok küçüğüm...", bu yüzden hiçbirimizi meslek sahibi olarak düşünemiyorum, iki yıl sonra, bir yıl sonra çalışmaya başlayacak olmaları, olmamız, beni şaşırtıyor, biz büyüdük mü o kadar, küçüğüm ben, bu yüzden bu kavramı oturtamıyorum, "yenilmem bu yüzden, bu yüzden bir çocuk gibi korunmasızlığım."
Acımızda da yan yanaydık, tatlımızda da, şimdi hayat şartları bizi eski o kalabalık konuşmalardan alıkoyuyor ama, biliyorum kopmadık.
Oysa ben hala "küçüğüm, daha çok küçüğüm..." bu yüzden de inanamıyorum bir insanın kötü olabileceğine, şaşırıyorum, biri nasıl öldürüyor birini, nasıl? Oysa gerçekten "bu kızgın bu kalp kıran eller, bir zaman bebektiler."
Herhangi birinden bahsetmiyorum, aslında herhangi birinde, herkesten bahsediyorum.
Koptuğum insanlar da çok oldu ama, bundan sonra olmayacak, çok kararlıyım, küçüğüm evet, bu yüzden de sonsuz endişem, bu yüzden hala kendime güvensizliğim, ama bırakmam kimseyi artık.
Küçüğüm ben daha ama, çocuğum belki, büyüyemedim de, şair ne diyor aslında, "bir ömür yetmez büyümeye."

1 yorum:

waboose dedi ki...

biz hiç kopmadık,biz hiç bi zaman kopmayacağız.daha küçüğüz biz,hiçte büyümeyeceğiz.bizim,ve bizim dostluğumuzun güzelliği,sırrıda bu işte.küçüğüz biz.tatil planlarımız,acı-tatlı anılarımız,ve yılbaşı partilerimiz olucak hep.biz zorla dayatılan mesleklerimizin başına geçtiğimizde bile,yıllık izinlerimizi birbirimizin izinlerine denk getircez..
kalbi büyük,yaşadıkları büyük,acı ve tatlı anları büyük ama kendileri küçük insanlarız biz.ne güzel olmuşta bulmuşuz birbirimizi,hepimiz.oh be!.
hiç ayrılmayacağını bilmek,herzaman dostunun yanında olduğunu bilmek mutluluk verici..
ben kendi adıma teşekkür ediyorum sana,ve diğer bok böceklerime.iyi ki varsınız,iyi ki benimlesiniz..